Bedelini ödeyeceğim sözler verdim Allah’a. Şimdi aşkın kapısındayım… Yüreği ile dili arasına perde koymayan bir adam: Hallac-ı Mansur… Sır, aşk ve ruh… Basra ve Bağdat’tan başlayıp Semerkand ve Hindistan’a uzayan bir arayış… Yol, durak ve sonsuzluk… İntikam ateşiyle kavrulan yürekler, Abbasilere kan kusturan Karmatiler ve isyanlar… Kan, haksızlık ve kavuşma… 9. yüzyılda Tur’dan göçün ardından başlar Hallac-ı Mansur’un yüzyıllar boyunca anlatılan hikâyesi. Bir dergâha emanet edilen Mansur, öğrendikçe sorgular, sorguladıkça kendini uçurumların kenarında bulur. Nicelerin sakladığı sırları hallaç pamuğu gibi savuran, bugüne kadar hakkı yenen Hallac-ı Mansur’a ve yaşadığı dönemine dair gerçekçi bir roman okumak isteyen herkes için…